Ah diyorum, ah’ı bilir misin sen Dünya dedikleri gömgök bir yatır. Nereden bilmiş beni, röntgeni icat eden. Otuz yıl yaşadım, elde var sıfır. XXX İbrahim Tenekeci üstadın yukarıdaki dizeleri ne..
Ah diyorum, ah’ı bilir misin sen
Dünya dedikleri gömgök bir yatır.
Nereden bilmiş beni, röntgeni icat eden.
Otuz yıl yaşadım, elde var sıfır.
XXX
İbrahim Tenekeci üstadın yukarıdaki dizeleri ne müthiş.
Ne çok mana,
Ne çok muamma yüklü.
Değil otuz.
Bir o kadar.
Hatta bir o kadar daha olsa; elde galiba yine sıfır olacak.
XXX
Hep bir test,
Hep bir kontrol,
Hep bir tahlil.
Hayatımız her manada böyle geçiyor, geçecek.
Kocakarı ilaçları, lokman hekim sırları kayboldu gitti hayatımızdan,
Şifacılar, hekimler teker teker huzurdan çekildiler.
Ne kadar yerli varsa hepsi evriliyor, devriliyor; küresel bir hal aldırılıyor.
Bi haller oluyor.
XXX
Stetoskop!!!
Hipokrat yeminli doktor boynuna asılmış stetoskop ile her derdi teşhis etmeye muktedirdi.
Teşhis hemen konulur,
Tedavi şıp diye yerine otururdu.
Stetoskop…
Çocukluğumun en anlaşılmaz en ulaşılmaz aletlerinden biriydi.
Her doktor bir omuzunda hipokrat yeminini, bir omzunda mecazen yeminin mührü yerine saydığım stetoskop aletini gururla taşırdı.
XXX
Dünya çok değişti.
Tıp’ta!!
Hastalıklar da aldı başını gidiyor.
Tomografi bi çekilsin.
Olmadı MR bize her şeyi söyler.
Kan tahlilleri de işimizi kolaylaştıracaktır.
Galiba..
Hiçbir şey artık; eskisi gibi kolay teşhis edilemeyecek.
Hiçbir şey eskisi gibi kolay tedavi olmayacak.
Ağır bedeller ödeyecek gibiyiz.
XXX
Çok detaylandırmayacağım.
Ne fazla geriye, ne de fazla ileriye gitmeye gerek yok.
Son bulaş!!!
Covid-19
Hepimizi per perişan etti.
Bütün alışkanlıklarımız, itiyatlarımız, davranışlarımız yerle yeksan oldu.
Kökten değişmeye, neyin doğru neyin yanlış olduğunu kavrayamama gibi bir yanılgının içine düştük.
“Bulaşma” fikrinin bilincimizden çıkıp, bilinçdışımıza kadar nüfuz ettiği bir süreci yaşıyoruz.
Ellerimizi, içimizden daha fazla yıkamaya özenir hallerimiz var.
Tek sığınağımız ev.
Evimiz her manada tertemiz..
Ya asıl evimiz.
Dünya..
O’na neler oluyor.
XXX
Geçmişle ve geçmiş tedavi metotları ile çoktan bağımızı koparmışız.
Dezenfektan, sabun ve kolonya kullanımımızdaki aşırılık,
En yakınlarımızdan kaçınmak, uzak durmak, bulaşın tek tedavisi sanki..
İçimizde bir türlü temizlenemeyen bir kirlilik hissi ve bağ kurma korkumuz bu takıntıyı güçlendiriyor.
Bağ kurma konusunda zaten beceriksiz olan insanoğlu,
Emperyalist güçlerin manevi aşıları sayesinde birbirimizi rakip, kendi varlığımızı da engel olarak görmeye başladık.
İnsanlara öyle veya böyle mesafe koymak, uzak durmak hissiyatı gitgide içimize oturmaya başladı.
Ben ne diyorum.
Şunu diyorum.
Virüs, modern insan için şahane bir bahane oldu.
XXX
Artık Whatsapp kullanmıyorum.
İhtimal Facebook’u da yakın zamanda terk edeceğim.
Güvenlik açığı, bilgilerin alınması, kullanılması, üçüncü şahıslar tarafından paylaşılacak olmasına gıcık olmuyorum.
Whatsapp ve Facebook’un küstah tavrından, sosyal medya hesaplarının genel ruhiyatından nefret ediyorum.
Ne oldu mesela saatler içinde..
Sosyal psikolojiyi hafife almamak lazım.
Türkiye çok değerli bir direnç gösterdi; WhatsApp’a karşı.
Whatsapp “Benim kurallarımla oynamayacaksan mı dedi!!!
Kullanıcılar da şimdi ona “Sen çek git!” diyor.
Ben de dahil…
XXX
O diil de şu!!!
Covid-19 virüsü..
Başımıza, dünyaya bela edilen korona, öyle kolay kolay gidecek gibi değil.
İşte en yakın ve anlaşılır örneği hemen aşığıya bırakıyorum.
Moderna’nın CEO’su geçen gün şöyle bir demecini bırakıverdi orta yere.
“Yeni tip koronavirüs, aşıyla falan hiçbir yere gitmeyecek, hep bizimle olacak!” Batı’nın kullandığı mRNA aşılarının en etkilisi sayılan MODERNA’nın başındaki kişi bunu söylediğine göre, artık bir durup “Madem öyle, yaşamakta olduğumuz nedir?” diye düşünmemiz lazım.
DSÖ, Bil Gates, İngiltere..
Bilhassa Çin..
WhatsApp, Facebook, Twitter..
Bulaşıcı mikrop gibiler.
XXX
Yerli olmak..
Yerli yerinde durmak.
Bulaşmamak değil.
Birbirimize bulaşmamız lazım.
Konuşmamız, konuşturmamız; bu iş için koşuşturmamız lazım.
Beşeri ilişkilerimizi diri tutmak şart.
Tanışmak..
Tanıştırmak.
İyileşmek..
İyileştirmek lazım.
Toplum olarak maddi aşının yanında..
Manevi aşılarımızı da tez elden vurdurmamız lazım.
Bu bizi ayakta tutacak en mühim ilaçtır/aşıdır.
XXX
Sabah sağlık ocağından aradılar.
“Allah uzun ömür versin.. Esmehan Hanımla görüşmek için aradık” dediler.
Genç bir kız vardı telefonun ucunda.
Duygulu, samimi, zarif ve vicdanlı bir sesti.
Dedim; “ben oğluyum”
Aşı için adres teyidi için arıyoruz.
Aşı olup olmayacağımızı ve arzu edersek gelip evde aşı uygulamasını gerçekleştireceklerini sekmeden, atlamadan, sorularıma net ve ikna edici cevaplar vererek sürdürdü konuşmasını…
97 yaşında annemin aşı sırasının geldiğini söyledi.
XXX
Ülkemle,
Sağlık sistemimizle,
Sağlık çalışanlarımızla bir kez daha gurur duydum.
An itibariye 901.887 kişiye aşı uygulaması yapılmış.
Bu kadar kısa sürede, bu kadar sayıya ulaşılmasının elbette lojistik ve bilimsel yapılanmanın katkısı tartışılmaz.
Ve Fakat.
Ülkemizin birbirine alışık, bağışık toplumu ve kültür yapısı ile geleneklerinden bulaşmış mayası, bu başarının en büyük mimarıdır.
Ama önce birbirimize bulaşmamız gerekecek.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)