Yazarlarımız

Mustafa Nuri Gürsoy yazdı

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan… Yine yaptı yapacağını!!! Kimine göre “ay tutulması” Kimine göre “ayı tutulması” olarak yorumlanacak bir gündemi kamuoyunun kucağına bırakıverdi. Bolu Belediye Başkanı Özcan; Biz Bolu’yu simgeleyen,..

Mustafa Nuri Gürsoy yazdı

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan…

Yine yaptı yapacağını!!!

Kimine göre “ay tutulması”

Kimine göre “ayı tutulması” olarak yorumlanacak bir gündemi kamuoyunun kucağına bırakıverdi.

Bolu Belediye Başkanı Özcan;

  • Biz Bolu’yu simgeleyen,
  • “Kökü Bolu’nun dağlarında olan boz ayının bir heykelini yapacağız.
  • Ve
  • Şehrin uygun bir noktasına yerleştireceğiz”

Deyincesin!!!

Önce Bolu,

Sonra,

Ülke ikiye ayrıldı.

Amerika’nın ne düşündüğünü bilmiyorum.

Ve Fakat!!!

Yurdaer Kalaycı’nın tavrını bi ayrı merak ediyorum.

XXX

Tanju Özcan…

Takdir mi umuyor.?

Tekdir mi bekliyor.?

Onu kimse bilemez kendinden başka.

Bildiğim bir şey var..

Tedbir şart!!

Zira;

Ayı meselesi mühim mesele.

  • Taş düşebilir.
  • Ayı çıkabilir her manada..

Ayı kıymetli bir hayvan.

Onun dağda yaşadığına aldanmamak, göz yanılması yapmamak lazım.

Hikayeleri şehirlerde dilden dile dolaşır.

Meşhur da bir hayvandır…

Bolu Belediye başkanı Tanju Özcan

“AYI” için gücü temsil ediyor…derken doğru söylüyor; ama baya bi eksik söylüyor.

Her ayının;

İnsani melekeler taşıdığını, duygusal tarafının ağır bastığını, uykusuna çok düşkün olduğunu, bala bittiğini bilmeyen yoktur.

Gücüm olsa, dağdaki ayıya üşenmez gider sorardım.

  • Şehirde bir heykelini görmek ister misin.
  • Ya da dağ da, kış uykusuna yattığın evinin önüne 10 metrelik bir insan heykelini nasıl karşılarsın…

XXX

Ben ne diyorum.

Şunu diyorum!!

Boz ayının heykelinin YAPILMASINA! karşı değilim.

Bu yazı da öyle bir yazı değil zaten.

Ben!

Boz ayının heykelinin DİKİLMESİNE! karşıyım.

Alabalığın sazan olarak dillendirilmesine,

Turizm gibi çok mühim, kocaman, akıl almaz ilim bilim gerektiren, uluslararası bir mevzunun ayıya, mandaya kadar indirgenmesine, evrilmesine karşıyım.

Başkan Özcan;

  • “Eğer Bolu turizm şehri olacaksa, bu tür heykellere, anıtlara alışmamız lazım”

Heykellere alışmak, alıştırılmak güzel cümle olmuş.

O diil de..

Şöle bi şey!!!

“Ayı” ve “manda” üzerinde çok düşünülmüş taşınılmış olmalı.

Yoksa akşam aklıma geldi/getirildi diyerek gündemi pat diye bırakmak olmaz.

Buradan bir anket mevzuu çıkar mı; çıkar!!

Sonuç ne çıkar.

Hayır…

XXX

Ayı heykeli ile turizmi direkt olarak ilişkilendirmek, bu gerekçe ile yola çıkmak, Kastamonu ile bağ kurmak, Berlin Moskova teşbihi yapmak, saçma ve çocuksu geldi bana.

Başkan Tanju Özcan’ın

  • “Bütün turizm şehirlerine baktığınızda heykeller ve bu tür görsel çalışmalar vardır. Dolayısıyla biz Bolu’yu turizm şehri yapmaya çalışıyoruz”

Cümlesi doğrudur. Örnekleri de çoktur.

Ama belirleyici asla değildir.

Ayı heykelinin dikilmesine gerekçe gösterilemez.

Yoksa?

Ayının Bolu şehrini temsil edeceğine,

Ayının turizme çağ atlatacağına,

Bolu’yu turiste boğacağına,

Bolu’ya gelenlerin “ayı” ve “manda” ile selfie çektirip övüneceklerine inanmıyorum.

Ayı heykelinin,

Akademik, bilim ve ilime dayalı, sosyolojik boyutları araştırılmış, işlenmiş olmasını bekler,

Bunun açık bir inatlaşmaya dönüşebileceğine ihtimal vermezdim.

XXX

Elbette,

Tabiattaki tüm hayvanlar güçlüdür.

Ayı da tabiattaki en güçlü hayvanlardan biri olabilir.

Ben tabiatta güçsüz ve çaresiz tek varlığın insanoğlunun olduğuna inanırım.

Tabiattaki hayvanların heykellerini yapılması hadisesini, insanoğlunun hayvanlara karşı çaresiz ve güçsüz kaldığına bağlarım.

O diil de.

Yapılacak bu heykel işini Bolu şehrine bi sormak lazım.

Olmadı.

Bolu TSO’ya,

Psikoloji, sosyoloji uzmanlarına ve eğitim sendikalarına bi sormak, bi danışmak lazımdı.

XXX

1885 yılında Batı Kanada’da (Britanya Kolombiyası) geçen ve 1988 yılı Fransız yapımı Ayı (L’Ours) filmini tam dört kez izledim.

Harika bir doğa filmiydi.

Belgesel gibiydi ama değildi; basbayağı bir filmdi işte.

Duygusal senaryosu görsel sahneleri inanılmazdı.

Avcıların nasıl bir çaresizliğe ve yenilgiye düştüklerini gösteren ibretlik bir filmdi.

Dört defa izlememe rağmen bu ayının heykelini dikmek lazım fikrine hiç kapılmadım.

Ben..

Tabiattaki varlıkların rahatsız edilmemesi tarafındayım.

Bu ister canlı olsun.

İster cansız bedeni ile bir heykel olsun.

Zira o filmi izleyen biri asla bir ayıya bulaşmak istemez.

XXX

Bir de şu manda işi tuhafıma gitti.

Daha doğrusu çelişki dikkatimi çekti.

Bu doğrudan Başkan Tanju Özcan ile alakalı değil.

Vaktin birinde, bu mesele ile ilgili yazısı yayınlanan Yurdaer Kalaycı ile ilgili.

Mengen’e fakülte yaptırma sürecinde şöyle bir cümle

“Mandaların sığırların otladığı yere dağ başına fakülte mi olurmuş” kurmuş; doğrusu ayıp etmiş,

Mengen ilçemize hor bir bakış, boş bir nazar bırakmıştı.

Yurdaer Kalaycı’nın fikrini merak ettiğim yer de tam burasıdır.

Mengen’e manda ve sığırlar üzerinden hor bakmasına sebep hayat birikiminin…

Bolu şehrinin göbeğine ayı heykelinin dikilmesi fikrine nasıl bir tavır sergiyeceği merak konusu olacak benim için.

İleride şehirde,

Manda heykellerini de görürse ne diyeceğini, nasıl bir tavır takınacağını merak ediyorum.

XXX

Ay,

Ayı meselesine girmeyeceğim.

Benim için önemli olan canlı boz ayının fikri.

Dili olsa;

Ya da benim dilim olsa…konuşabilsek karşılıklı…

Şu Boz Ayı..

Misyonu ve vizyonu gereği, heykelinin bir şehrin göbeğine dikilmesini asla istemezdi.

Ben ne mi diyorum..

Şunu!

Bolu’ya büyük bir hayvanat bahçesi şart…

YORUMLAR (4)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL