En büyük endişem; Amerika Birleşik Devletleri’nin yönlendirmesiyle Türkiye’nin Kabil Havaalanı’nı koruma görevine soyunmasıydı. Aklıma hep Türkiye’nin Suriye’ye sokuluşu geliyordu. Bana göre, Amerika’nın planı, tıpkı Suriye’de olduğu gibi, Afganistan’da da Türkiye’nin..
En büyük endişem; Amerika Birleşik Devletleri’nin yönlendirmesiyle Türkiye’nin Kabil Havaalanı’nı koruma görevine soyunmasıydı.
Aklıma hep Türkiye’nin Suriye’ye sokuluşu geliyordu.
Bana göre, Amerika’nın planı, tıpkı Suriye’de olduğu gibi, Afganistan’da da Türkiye’nin başını belaya sokmaktı.
14 Haziran’da ABD Başkanı Biden ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı görüşme sonrası, havaalanı koruma konusu sürekli gündemde kaldı. Taraflar görüşmelere devam ederken Taliban hızla ilerleyip, beklenmedik bir zaman içerisinde Kabil’i aldı.
Türk askeri döndü ABD’nin kaos planı çöp oldu
ABD’NİN BEKLENTİSİ ÇATIŞMA İDİ
Amerika’nın beklentisi ise çekilme sonrası Taliban ile Afgan hükümet güçlerinin savaşmasıydı.
ABD Başkanı Biden, 75 bin Taliban üyesine karşın savaş uçakları da olan 300 bin kişilik iyi donanımlı Afgan ordu birliklerine karşı bir zafer elde edemeyeceğini söylüyordu.
Ama daha Amerikan güçleri çekilmeye başlamadan Afgan birlikleri silahlarını da bırakarak ülkeye terk etti. Afgan Genelkurmay Başkanı’nın sivil giysiler içinde, havaalanında kendisini götürecek bir uçak beklerken çekilmiş görüntüleri de basına yansıdı.
Makyajsız yüzleriyle herkesi şaşırtan 27 ünlü
BestFamilyMag
Çorabına bir soğan koyarak uyu, olanlar seni şaşırtacak
Happy-Tricks.com
by Taboola
ABD Genelkurmay Başkanı Milley’in “Afgan ordusunun 11 günde çökeceğine dair hiçbir ibare görmedik” sözleri bir beklentiyi yansıtıyordu. Yani, ABD, 31 Ağustos olarak açıkladığı çekilme ile birlikte 75 bin kişilik Taliban güçleri ile 300 bin kişilik Afgan ordusu arasında bir çatışma ve kaos bekliyordu.
TEKLİFİN ANLAMI
Tam bu kaosun ortasına da Türkiye’yi atacaktı. Kabil Havaalanı’nı koruma teklifi bana göre bundan başka anlam taşımıyordu.
Aynı anda bir başka senaryo devreye sokuldu. Aynı Amerika, yıllarca kendileri ile birlikte çalışan Afganların ülkeden çıkması çağrısını yaparken, adres gösterdikleri ülkelerden birisi de Türkiye oldu. Sonradan düzeltseler de o yaydan çıkmıştı bir kere, Afganlar gruplar halinde İran’ı da geçerek Türkiye sınırına dayandılar.
GÖÇ DALGASI YARATILACAKTI
Böylece, Afganistan’ı terk eden Amerika, Türkiye’yi bir yandan Taliban ve Afgan ordusunun çatışmasının ortasında bırakacak diğer yandan da yeni bir göç dalgasıyla, Suriyeli sığınmacılar nedeniyle ciddi gerilimler yaşayan Türkiye’de büyük bir kaosa sebep olacaktı. Nitekim bazı Avrupa ülkeleri de Afgan göçmenlere sınırların açılması çağrısı yapıyorlardı.
Ancak Taliban’ın beklenenden hızlı biçimde Kabil’i de almış olması, Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani’nin 15 Ağustos günü ülkesini terk etmesi ve Afgan devletinin çöküşü tüm planları altüst etti.
Bana göre tüm bu gelişmelerin sonuçları Türkiye için hayırlı oldu. 2002’den beri Birleşmiş Milletler, NATO ve ikili anlaşmalar kapsamında Afganistan’da görev yapan Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin ülkeye dönmesi kararı alındı. Ve ilk grup Türkiye’ye döndü.
Böylece 20 yıldır Afganistan’da görev yapan Türk askeri, Batılı birçok ülkenin askerlerinin aksine hiçbir savaş suçuna karışmadan ve burnu kanamadan ülkesine geri döndü.
Nitekim dün Kabil Havalimanı yakınlarında gerçekleşen bombalı saldırı Türkiye’nin nasıl bir beladan kurtulduğunu gösteriyor. Taliban’ın Kabil’i de alması Afganistan’ı yöneteceği anlamına gelmiyor. Emperyalist güçler devreye girdikçe yaşanacak iç savaş daha büyük kaosu getirecek.
AFGANİSTAN BATI’NIN SAVAŞ SUÇLARIYLA ANILACAK
TÜRKİYE, alnının akıyla ve hiçbir savaş suçuna bulaşmadan Afganistan’ı terk ederken, Amerika Birleşik Devletleri başta, Batılı ülkelerin Afganistan’daki askeri operasyonları sırasındaki hak ihlalleri uzun süre konuşulacak.
Son yaşanan gelişmeler sırasında bunlardan bazıları tekrar dünya gündemine geldi. Bu konuda 2010 yılında Wikileaks tarafından yayınlanan 92 bin belge arasında, ABD’nin İsveç Maslahatgüzarı Robert Silverman tarafından kaleme alınan skandal belge de var. İsveç Silahlı Kuvvetleri’nin JAS Gripen savaş uçaklarını Afganistan’a gönderme önerisine dikkat çeken Silverman imzalı belgeye göre, uçağın pazarlanması için Afganistan’da kullanılması önerisini gündeme getiriyor. Afganistan’ı bu uçaklarla bombalamanın uçağın reklamı için yararlı olacağı ve personele de tecrübe kazandıracağı belirtiliyor.
Sadece bunlar mı?
CIA İŞKENCELERİ
Amerikan istihbarat kuruluşu CIA’in adının karıştığı işkenceler, gizli hapishaneler ve sivil katliamları ileriki günlerde bolca tartışılacak.
Wikileaks belgelerine göre ABD özel kuvvetlerine bağlı “siyah” birimler, Taliban liderlerini yargısız infaz etti.
NATO birlikleri kendilerine yaklaşan araçlara intihar saldırısı korkusuyla yok yere ateş açtı. Mesela İngiliz askerleri 16 çocuğu sadece böylesine bir şüphe üzerine öldürdü. Yine Fransız askerleri 2008’de bir okul servisini tarayarak 8 çocuğu vurdu.
Polonya birlikleri ise Taliban’dan intikam almak amacıyla 2007’de bir köy düğününe düzenledikleri havan toplu saldırıda hamile bir kadın da dahil 6 sivili katletti.
Nitekim, Hollanda’nın Lahey kentindeki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Temyiz Dairesi, Başsavcı Fatou Bensuda’nın, Afganistan’da ABD ordusu ve müttefikleri tarafından işlenen savaş suçlarını soruşturabileceğine hükmetti.
ABD, taraf olmadığı UCM yetkililerine açtıkları soruşturmalardan dolayı yaptırım kararı aldı. Ama bu başta Amerika olmak üzere Batılı ülkelerin suçlarının üzerine örtmeye yetmeyecek.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)