Mengen Yazarlarımız

Efsaneler Bir Adım Önde Gider

Bisiklet diyerek geçmemek lazım. Benim bisiklet maceram 1967 yıllarına kadar gider. Bolu Panayırları vardı; çok eskilerde ve çok kişi bilmez, hatırlamaz… Ben; benim gibi eskilerde, hatta yakın tarihli gençlerin hafızalarında..

Efsaneler Bir Adım Önde Gider

Bisiklet diyerek geçmemek lazım.
Benim bisiklet maceram 1967 yıllarına kadar gider.
Bolu Panayırları vardı; çok eskilerde ve çok kişi bilmez, hatırlamaz…
Ben; benim gibi eskilerde, hatta yakın tarihli gençlerin hafızalarında Bolu Panayırı büyük yer kaplar.
Her kesin, her kesimin huyuna suyuna cebine uygun şeyler olurdu, Bolu Panayırında.
Neydi o günler di mi?
Panayırlar tekrar geri gelse; bi kaynaşsak, bi konuşsak, hiç olmadı kuru bir çimene, bi doku kilime oturup çekirdek çitlesek.
Penaltı ve kasnak atsak..
Muşamba masalarda, tahta kaşıklarla yeniden tanışsak..
Kimseye çaktırmadan, insanlığımıza dönsek.
Tuzaklardan, genetiği ile oynanmış sebzelerden, meyvelerden uzak dursak durabilsek.
XXX
O gün sürpriz bir gün olmuştu benim için.
Her gün her sabah Mengen postasını Bolu’ya taşıyan, burunlu, mavi renkli “Toros” otobüse bindiğim, panayıra gidiyorum sandığım ama Golden Marka tel frenli kırmızı bir bisikletle Mengen’e döndüğüm günü asla unutamam.
Şimdiki belediyenin tam karşısıydı galiba.
Taşman’lardan aldığımız bisikleti büyük bir ihtimam ve dikkatle Toros Otobüsün sırtına bağlamış öylece Mengen’e dönmüştük.
Babam çok konuşkan bir adam değildi.
Az konuşur; vücut dilini, tebessümünü fazlasıyla kullanırdı.
O günde öyle oldu.
Bir bisikletim olduğuna, benden daha fazla sevindiğini anlamıştım.
Yüzünde müthiş bir huzur vardı.
Tek maaşlı, beş çocuklu bir öğretmen çocuğuna bir bisiklet almayı başarabilmiş, yüzüne belli belirsiz bir tebessüm kondurabilmeyi hak etmişti.
Otobüste hiç konuşmadık..
Ve Fakat
Camdan dışarıya bakıyor gibi yapıp; babama minnetle bakmayı sürdürmüştüm.
XXX
Bisiklet turlarına çıktığımda, her bisikletli tur maceralarımda babam aklıma düşer.
Çileli öğretmenliğinin yanı sıra, döneminin en şık en havalı bisikleti göz retinama düşer.
Bunları yazarken burnumun ucu hafif hafif yanmaya, gözlerim ısınmaya başladı bile.
Gözlerimdeki nem, göz yaşına dönmek üzere.
Mekanın Cennet olsun Baba’m
Her bisiklete binişim aziz hatırana yol, pedal ve dua olsun.
Bolu güzel insanlar şehri..
Güzel olmaya mecburuz, elimiz mahkum.
Size bir şey söyleyeyim mi?
En büyük zenginliğimiz nedir biliyor musunuz.
Çeşmelerinden akan Kökez Suyu…
Asla kaybetmeyelim ve kıymetini bilelim..
Mevzuya sadece su olarak bakarsanız yanılırsınız..
Çeşmeden akıyor olması, sıraya girip su doldurması, taşınması var ya!…
Kıymeti ölçülmez.
Rabbim bizleri, Bolu’yu su ile imtihan etmesin inşallah.
XXX
O diil de!
Bisikleti yazıyordum, nerelere kadar geldim…
Onu diyorum..
Bisiklet!!!
Müthiş bir tutku, sevgiyi besleyen, saygıyı biriktiren bir uğraş…
Bolu Bisikletliler Derneği ile tanışalı çok olmadı.
Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri şehir içi turlar düzenliyorlar.
Çok güzel bir gurup. Yöneticiler, yönetimlerinde bulunan arkadaşlar çok özverili, çalışkan ve dost canlısı gençler.
Hele tur sırasında görev ve sorumluluk alan (mavi-turuncu yelekliler) kavşaklarda aldıkları yol emniyeti bana çok iyi geliyor.
Kendimi iyi ve güvende hissediyorum.
Bolu şehri sadece saygılı sürücülerden ibaret değil; aynı zamanda trafik kurallarını da çok iyi biliyorlar.
Nitekim; bisikletinde trafikte en az kendi araçları kadar yol hakkı olduklarından eminler.
Bu vesile ile Bolu Bisikletliler Derneği Bolu İl Temsilci Başkanı Emrullah Zenginoğlu’nun şahsında gurup arkadaşlarıma ve anlayışlarından, saygılarından dolayı Bolu şehrine teşekkür ediyorum.
XXX
Dün Bolu Dağı turunu gerçekleştirdik.
Sıcak, efsane ve tekrar yaşanılması gerektiğine inandığım şahane bir gündü.
Kanal yolundan, Bolu Dağına sardık; sonra Bakacak’a kadar sallandık.
Önceden belirlediğimiz üzere Bolu Dağının ve Bolu’nı tava yoğurdundan tattık.
Bolu Dağında buz gibi akan bir çeşmeden su,
Gölköy Köyünde öğle namazı,
Gölköy’de termosta demlenmiş enfes çay,
Çantalarımızdan çıkardığımız atıştırmalar mükemmel bir günün mühim detaylarıydı.
Muhittin Özçelik, İsmail Çavuşoğlu, Necdet Toper, Furkan Özçelik, Hakan Usta, Cevat Hoca ve Nadir Bey..
Müthiş bir ekip olduk o gün…
Müthişti, tekrarı beklenen şahane bir gündü.
XXX
Efsaneler bir adım öndedir, yetişmek için pedal ister..
Yetişmeme vesile olan tüm pedalşörlere,
Şehrimizin anlayışlı insanlarına, kadir kıymet bilenlerine, yolda izi olanlara, iz bırakan yayalara, sürücülere minnettarım. Yine Bisikletliler Derneği üyelerinden Nihat Bey’e de geçmiş olsun dileklerimi paylaşır selam ederim.

Her fırsatta pedal çeviren güzel insan Bisiklet Tutkunu Mengenli Rasim Ermiş ve kardeşi Şahin Ermiş’e de muhabbetlerimi gönderiyorum.

YORUMLAR (1)

  1. Mehmet yüce diyorki:

    Bisikletli günleri özlüyoruz. Daha çok bisiklet yollarının yapılması hepimizin isteği olmalı. Teşekkürler Mustafa hocam. Yine güzel bir yazı..

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL