Enseyi karartmamak lazım. Ense kararmaya başladı mı? Önce TANSİYON yükselir. ÇIBAN’sa akşamdan sabaha zuhur eder. Bi bakmışın; UÇUK dudağa, ARPACIK göze vurmuş. Sonra; gez göz arpacık derken; bakmışın BOLUSPOR vurulmuş….
Enseyi karartmamak lazım.
Ense kararmaya başladı mı?
Önce TANSİYON yükselir.
ÇIBAN’sa akşamdan sabaha zuhur eder.
Bi bakmışın; UÇUK dudağa, ARPACIK göze vurmuş.
Sonra; gez göz arpacık derken; bakmışın BOLUSPOR vurulmuş..
Aman!
XXX
Boluspor’u, Pendikspor’un gücünü kabullenmiş, kendini buna göre motive etmiş, kalesini koruyan, en azından ilk yarı içeri BERABERLİKLE gireyim diyen bir takım olarak GÖRDÜM.
Pendikspor ise; oyununun EZBER tarafını tamamlamış, tüm hatlarıyla organize bir takım görüntüsü verdi.
Pendikspor tüm bölgelere HAKİM bir futbol sergilerken, Boluspor’un ALAN savunma plânı önceliği oldu.
XXX
Her iki takımı 35 dakika kadar rakip kalecileri rahatsız eden bir pozisyonuna ŞAHİT olmadım.
Pendikspor rakibi ZORLAYAN, Boluspor rakibi KOLLAYAN bir taktik anlayışla mücadele etti.
Daha açık bir ifadeyle;
Pendikspor SAHASINDA, Boluspor DEPLASMANDA oynuyor gibiydi.
Her iki takım futbolcuları arasında kalite olarak aman aman bir fark yoktu.
Pendikspor, Osman Özköylü’nün hem teknik, taktik, hem de transferler noktasında YILLARDIR elinde büyüyen bir takım olarak maça avantajlı başladı diyebilirim.
Boluspor ise daha sezonun ilk dört maçında iki teknik direktör değiştirmiş vaziyette.
Ufuk Kahraman’sa daha DOKUZ GÜNLÜK.
Ve Fakat
Boluspor iştahının kabardığı, rakibi strese soktuğu, bizleri heyecanladırdığı anlar da az değildi.
XXX
Boluspor, oyunu kendi sahasında kabullenerek çok BASKI altında kaldı.
Berk Yıldız’ın defansı hem beşleyip, hem de Pendikspor gibi bir takımı driplinglerle TEK BAŞINA alt etmesi mümkün değildi.
Orta sahamız, rakibinin baskısına da, şarjlı, omuz, baldır odaklı temaslarına karşılık veremedi.
Paul Omo Mukairu iki stoperin arasından sıyrılamadı, üstünlük sağlayamadı.
Pendikspor karşılaşmanın 37. Dakikasından itibaren baskısını hissedilir şekilde artırmaya, duran top ve KORNER kazanmaya başladı ki;
Gol geldi gelecek hissiyatı tribünler sirayet etmeye başlamıştı.
Bu aralar bi kontra top kazanamadık ve üstelik artan baskıya boyun eğdik.
O ara bir gol bulabilsek; maç başka bir sonuca evrilebilir, biz başka şeyler yazıyor olabilirdik.
XXX
Boluspor, Pendik sporun FORVET ve orta sahasından baskı yediği sürece kaleci Çağlar’a kadar dönmek zorunda bırakıldı.
Nitekim çevre kontrolsüz yapılan iki geri pasın (İKİ ASİST) biri golle sonuçlandı.
Eze’nin attığı ilk gole mazeretler üretebilir, savunma hatası, altı pas çizgisini zamanında terk etmeme, YORGUNLUK, dikkatsizlik gibi kusurları sıralayabiliriz.
Fethi Özer gibi tecrübeli bir oyuncu; geride kalan oyuncu grubunu TEZ elden ceza sahası çizisine süpürmeliydi.
Olsun!
Dedim ya!
Enseyi karartmamak lazım.
XXX
Orta sahamız ve özellikle Estrela ve Jefferson vücut kullanmada, ikili mücadelede MAHİR değiller, ya da o kıvama gelemediler.
Jeferson’ın kumaşını beğeniyorum. İyi futbolcu ama YETMEZ, kafasındaki futbol ayarlarını terk etmeli derhal ve hemen ayağı çim sahaya basmalı.
Estrela, oyunda var ama ikili mücadelede yok, top kapma sıfır, rakip kovalamaktan oyuna katkısı olmuyor.
Futbolcularımızı tek tek yazmaya gerek yok.
Dün akşam başka bir planla sahadaydık ve bilhassa ilk yarı iyi değildik..
XXX
O diil de!
Karşılaşmanın özeti şu?
– Pendikspor ilk yarı üzerimize çok geldi ve biz buna izin verdik.
Orta sahamız yetersiz kaldı veya gününde değildi.
Önceki İl Genel Meclisi Üyesi Boluspor sevdalısı Ali Kemal Atay aslında hem iyi bir analiz hem de karşılaşmayı özetleyen mühim bir cümle kurmuş
– “Tek kale denilen şu maçta dahi, geri pas olmasa kesinlikle yine de gol yemezdik.
Yazdığım, düşündüğüm, gördüğüm mesele ve mağlubiyetin nedeni bence bu.!
Buna bir de golden önce defansın geç çıkmasını da sayarsak mevzumuz tamam olur.
Pendikspor’un 35. Dakikaya kadar evet evet ! pozisyonu yok.
36’dan sonra da geliyorum dedi zaten.
Takım hem yoruldu hem oyuncuların dikkati dağıldı, hem de KONSANTRASYON eksikliği zuhur etti.
XXX
Hakan Bilgiç, Emre Aydın girdikten, Jefferson da çıktıktan sonra takım kimliğini bulmaya,
• Hakan Bilgiç, sorumluluk almaya, ileri çıkarak yumuşak ama etkin oynamaya,
• Paul Omo Mukairu, kendini defans arkasına atmaya,
• Berk Yıldız, dikine driplinglerle kulvarını zorlamaya,
• Emre Aydın, topu ve rakibi ısırmaya başladığı anlarda geri çekilme hastalığı Pendikspor’a bulaştı.
Hocanın alan savunması fikri, rakibin oyundan düşeceği üzerine kurulu tahmini, hızlı oyuncularla atağa çıkma planı, skorun haricinde bence tuttu.
Bence oyunun kaderini BİREYSEL HATALAR belirledi.
Eğer kaleciye geri pas taktik olarak konuşulmuş ise bunun gerekli anlarının ve yanlarının da konuşulması gerekirdi.
Çevre kontrolsüz yapılan bu iki asist olarak gördüğüm iki geri pasın telafisi her takımın harcı da olmaz, çimentosu da, demiri de!
XXX
Bu arada ve bir ara…
Pendikspor’un üç beş dakika top çevirdiğini, Boluspor’a top göstermediğini fark ettim.
Teşbihte hata olmaz; Real Madrid’le mi oynuyoruz diye düşünmedim değil.
Pendikspor oyunun ezber tarafını tamamlamış.
Osman Özköylü’nün takımı olmuş.
Ufuk Kahraman Hoca’ya bir şey diyemiyorum.
Zira daha dokuz gündür TAKIMIN HOCASI
Bir şeyler diyebilmem için önümde en kısa süre olarak birkaç hafta var.
• Berk’i eleştirir, oyna da aferin diye yazar dururdum.
• Dün takımda vasatın üzerine çıkan oyuncularından biriydi.
• Hakan Bilgiç, Emre Aydın ve Paul Omo Mukairu’yu da ayrı koyuyorum.
XXX
Boluspor Pendikspor karşılaşması istatistikleri yenilir yutulur gibi değil.
Onu demiyorum; ama şunu diyorum!!
İstatistikler tek başına her şey değildir.
Sadece fikir verir.
Teknik heyet savunma ağırlıklı bir oyunu tercih etti ve istatistikler tavan yaptı.
Biraz abartılı oldu ama olsun.
Son olarak şu cümlemi kurup bırakayım.
– Alan savunması, yakın temas, mücadele, dikkat, zeka, mental ve fizik güç ile yardımlaşma gerektir ki; an itibariyle alan savunması orta sahasında Jefferson ve Estrela gibi oyunculardan kurulu bir takıma zor görünüyor.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)