Abdurrahim Karakoç’un bayramlar hani diye yazdığı dizelerin bir kaçını şuraya bırakarak yazıma başlamak üzereyim. Kar çiçeğim solmuş kar yatağında, Can verir ırmağın dar yatağında, Arife gecesi yer yatağında, Üstüme serdiğim..
Abdurrahim Karakoç’un bayramlar hani diye yazdığı dizelerin bir kaçını şuraya bırakarak yazıma başlamak üzereyim.
Kar çiçeğim solmuş kar yatağında,
Can verir ırmağın dar yatağında,
Arife gecesi yer yatağında,
Üstüme serdiğim bayramlar hani?
Bayram demek takvimdeki yazı mı?
Bayram hasret, bayram ağrı, sızı mı?
Açıp yüreğimi, yumup gözümü
Özüne girdiğim bayramlar hani?
XXX
Dünya hem coğrafi, hem ekonomik hem de iklim olarak büyük bir değişim içinde.
Böylesi bir atmosfer içinde yeni bir Kurban Bayramını daha idrak ediyoruz.
Rabbim ülkemize, bizlere, huzur sağlık sıhhat ve sevinçler, dünya alemine akıl ve fikir versin..
Küresel dünya, bencilliğin göbeğine doğru hızlı adımlarla ilerliyor. Pandemi sürecini yavaş yavaş atlatıyoruz.
Dünya enerji kaynakları hızla azalırken, tabiatın genel akışı yavaş değişiyor.
İklim değişikliği hiç hayra alamet işaretler vermiyor.
Yaşadığımız sel, yangın ve benzeri tabiat olayları insanoğlunun dikkatini kulağını çekmeye devam ediyor.
Aşırı yağışlara ve bağlı sel afetlerine rağmen kuraklık haberleri ezberlerimizi zorluyor.
XXX
Bir şeyler eksik mi gidiyor,
Yoksa bir şeyleri eksik mi ediyoruz nedir?
Tabiat her zaman olduğundan farklı..
Tabiat ana kızgın, bazen buz gibi..
Hiç alışık olmadığımız bir karakter gösteriyor.
Bi bakıyorsunuz haziran ayında kar yağacakmış gibi buz kesiyor..
Bi bakıyorsunuz; gün alev alıyor.
Artık bir şeyleri hatırlamamız, ne için yaşadığımızı, ne için var olduğumuzu idrak etmenin vakti zamanı geldi geçiyor.
XXX
Çok eskilere ta eskilere gitmek, okuduğum satırlara teslim olmak,
Kurban Bayramının ilk kutlandığı o mübarek anlara sizleri ortak etmek istiyorum.
Bir Kurban Bayramı yazısı belki de hepimize iyi gelecek..
Hicretin ikinci yılına kadar uzanmak bir de!!
Peygamber Efendimiz (s.a.s) ashabıyla birlikte ilk kez kurban bayramını idrak edecekti.
Allah adına kurbanlar kesilecek, müminler büyük bir sevinçle birlik ve dirlik içinde bayram yapacaklardı.
Bayramın coşku ve heyecanı herkesi sarmıştı.
Allah Resûlü namazgâha varınca ashabına selam verdi.
Allah’a hamd ve sena ettikten sonra şöyle buyurdu:
Allah Resûlü devam etti;
Kurban bayramı ise
XXX
Değerli dostlar;
Bayram günlerini, ibadet bilinciyle geçirmenin gayretinde olmak mühim.
Allah’a yaklaşmanın sembolü olan kurbanlarımıza şefkat ve merhametle muamele etmek de.
İşe kurbanlarımızı resmi mercilerce belirlenen yerlerde kesmekle başlayabiliriz.
Bayramların, hatırlama ve hatırlanma zamanları olduğunu da hatırlayalım..
Komşunun, akrabanın, yoksulun, yetimin ve ihtiyaç sahiplerinin de hakkını ve hatırını gözetelim.
XXX
Bayramların tabii ki; özü sıla-i rahimdir.
Anne babamızdan başlayarak aile büyüklerimizi ve dostlarımızı, akraba ve komşularımızı ziyaret ederek hayır dualarını almak nasıl en öncelikli ödevimiz ise,
Hastaları, yaşlıları ve kimsesizleri bayram sevincine ortak etmek de öyle..
Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı ve gençlerimizi bayramın manevi ikliminden mahrum bırakmamak da çok kıymetli insani görevlerimizden olmalıdır.
Kırılan kalpleri, darılan gönülleri, bayramın bereketi ve güzelliğiyle imar etmemiz gerekir.
Birliğimize ve kardeşliğimize zarar veren kin ve hasetten, gıybet ve iftiradan uzak durmak tabiatımıza iyi gelen en insani alışkanlıklarımız olmalıdır.
XXX
Bayram vesilesiyle pek çok vatandaş yolculuğa çıkacak, oradan oraya koşturacak.
Aman ha! trafik kurallarına uyalım, sabırlı ve dikkatli olalım, birbirimizin hak ve hukukunu koruyalım.
Trafik kazalarının, bayramların huzur ve sevincini acı ve hüzne dönüştürmesine izin vermeyelim.
Yüce Rabbimiz,
Bizleri her türlü kaza, bela ve musibetten muhafaza eylesin.
Sağlık, huzur ve afiyet içerisinde bizleri Kurban ve diğer bayramlara ulaştırsın.
Bayramımız mübarek olsun.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)