Yazarlarımız

Kelimeler tohum gibidir. Nasıl eker, Nasıl sular, Nasıl bakar, Nasıl biçer’Sen o derece güzel cümleler çıkar kalplerimizden. Kalbimiz mecazen toprağımızdır. Berekettir, sabırdır, şükürdür, kanaattir.. Diken de, çiçek de, yılan da,..

Kelimeler tohum gibidir.
Nasıl eker,
Nasıl sular,
Nasıl bakar,
Nasıl biçer’Sen o derece güzel cümleler çıkar kalplerimizden.
Kalbimiz mecazen toprağımızdır.
Berekettir, sabırdır, şükürdür, kanaattir..
Diken de, çiçek de, yılan da, kuş da, aslan da, tilki de oradan hayat bulur.
Bir de şu’dur…
Kalbine eker, kalbini sularsan yeşerir, kalbini ne ile beslersen orada o yetişir…
XXX
Hayat bazen tersine mi akıyor bilmiyorum.
Hayvanlar insanlardan, insanlar hayvanlardan rol çalmaya başlamadı mı sizce?
Ayı, tilki, kurt, çakal fotoğrafları gazetelerde boy boy..
Şehre, kasabaya indikleri, bağı bahçeyi sahiplendikleri, çöp kutularını devirdiklerihaberleri sıradan olmaya başladı.
Daha dün bi güvercin bisiklet yolunda yolumu kesti, kanadı yüzümü silme geçti.
Bi karga, caddeye havadan bırakıp, kaldırıma çarpınca dağılan cevizin içini topluyordu.
Bi genç bankta kaykılmış, bir diğeri poposu dururken, adeta sırtına oturmuştu.
Bir ergen, üzerine atacağı diğer bacağını arıyordu…
Cebinden cebini çıkardı; kilidini açtı, parmaklarıyla ekrana bir şeyler çizdi…
Bacağı geri gelmiş; nargilesini çoktan içine çekmişti.
ATM’de bir yaşlı parasını, cami avlusundaki hacım tespihini çekiyordu.
İzzet Baysal’da bakışlarını kaçırıp tövbesiniçeken çekeneydi..
Ananemin kocaman sözlerine buz gibi dolu yağıyordu.
XXX
Elimden dizeler, dilimden heceler dökülmüş, üstüm başım harf olmuştu…
Yazın ortası sonbahar gibiydi.
– Şaşırdıklarım, göz göz tomurcuk olmuş, yakındır kanatlarını açması çiçeklerinin…
– Bi şaşkın şaşı, gez göz arpacık yapıyor günebakanlara..
– Tilki insanlığına soyunmuş, karga ağzıyla peynirini tutuyor.
– Karınca, kararınca yürüyor. Tavşan tazısını kovalıyor.
– Şaşırıyorum!
– Kaldığım yerden, beynimin söküklerini dikiyorum.
XXX
Mengen Kaymakamı Ekrem Ender ErgünBeyefendinin Gökçesu ziyareti sırasında bir çocukla çekilmiş fotoğrafını gördüm.
Spor salonu açılışında yan yana gelmişler..
Müthiş bir buluşma ve kavuşma olmuş.
Bu fotoğrafların artması, çocukların gönüllerinin göğe ermesi lazım…
Fotoğrafı çok has ve halisti.
Sosyal medya hesabımda şöyle yazıp paylaştım..
– “Bi sarılı kol, bi huzura yaslanış bikucak tebessüm!
– Mengen Kaymakamı Sayın Ekrem Ender Ergün
– Bu delikanlı da bi güzel okur, bi güzel adam olur inşallah”
XXX
O diil de galiba şu!!!
“Benim sadık yârim kara topraktır” mottosunu önce bi ezberimize almamız lazım; o mühim..
Mustafa Kutlu üstadın dediği gibi,
Toprağa dönmeli, aza kanaat etmeli; varlığa şükür, yokluğa sabır demeli,
Ahlâk’ı da, ekonominin önüne geçirmeliyiz?
Zira ahlaki açlık asla doymak bilmeyecek.
XXX
Artan hayat pahalılığına karşı Alman Devleti, Enerji ve Su Tasarrufu önerilerinde bulunmuş
– Duşta kısa kalın,
– Yemeği kısık ateşte pişirin,
– Tencerenin kapağını kapalı tutun,
– Pazar günleri araba ile dışarı çıkmayın,
– Gece ek ışıkları yakmayın.”
“Şunlar Türkiye’de söylense kıyamet kopar” diye bi not düşmüş takipçim.
Haksız da sayılmaz…
XXX
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün,ün övündüğü restorasyon mucizesi dediği mevzu tam bir yüz karası bence..
Tarihi Çeşmeköy Camii adeta eski Meksika kilisesine dönmüş.
Derzler dolgu yapılmış, taş ve dokular sıva ile kapanmış..Bi de kireçli badana geçmişler
Tarihi mirası böylece yok etmişler.
Yazık çok yazık..
İşleri tarih ağaç tabiat olmadığı o kadar belli ki..
Oysa dertleri başka; ele güne karşı ele benzemek için her yolu mubah saymıyorlar mı?
Bu beni fazlasıyla ürkütüyor.
XXX
Annemin ölüm yıl dönümünde;
– “Hangimiz akşam olsun? Hangimiz hazırlasın çayı?
– Hangimiz okusun onun uzattığı şiiri? Ağlamak kesin olarak gerekiyor.
– De bana, hangimiz ağlasın? Hangimiz akşam olsun? Hangimiz kaldırsın yağmuru dansa?
– Koyup koyup gidiyorsunuz da ne oluyor? Bunca yalnızlığı hangi çuvala doldurup saklayabilir insan?
– Sen benden erken öldün, bilirsin, de bana:
– Boşuna mı bir çiçeğin kollarını iki yana açıp besmele çekmeyi denemesi?” diye yazmıştım…
Tüm annelere rahmet, evlatlarına sabırlar diliyorum…

BBB Tanju Özcan’ın partisinden kesin ihraç sebebiyle disipline sevk edilmesi meselesini hiç önemsemiyorum.
Tanju, çizdiği siyasi route planına her zaman olduğundan fazla özen gösteriyor.
Yüzdüğü kuyruğuna kadar geldiği karamanın koyunu 25 Temmuzda belli olacak..
Bakalım K.Kılıçdaroğlu kınayı koyunun neresine yakacak
“Parti sorumluluğu ile bağdaşmayan tutum ve davranışları” nedeniyle “kesin ihraç” istemiyle tedbirli olarak Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edilen Özcan’ın bi tedirginlik yaşadığını düşünmüyorum.
Bilakis gelinen noktadan mutlu; hala insanlara oynadığı gibi partisine de oynuyor.
Ben CHP’nin üvey değil, öz evladıyım diyerek zaten niyetinin imzasını aleni olarak atıyordu.
Hiçbir iş yapmadan, hiçbir hizmet üretmeden, hiçbir projesini hayata geçirememişken, “lafla peynir gemisi” yürütme meselesini hiç ciddiye almıyorum.
Mevzusunu ayakta tutmak, gündemi boş bırakmamak, vakıanın soğumasını önlemek, piarını artırmak her yolu denemeye devam edecektir.
Tek derdi; sosyal medyada takipçi sayısını artırmak olan T.Özcan, Partisinin sus demesine aldırmayacak, kendi değirmenine su taşımayı, mevzuları kaşımayı sürdürecektir.
Bolu şehri ve şehri eminliği onun hiçbir zaman önceliği olmadı…
Tanju Özcan’a partisinin belediye başkanları neden yanındayız, geçmiş olsun, Allah akıl fikir versin, beterinden korusun demez..
İmamoğlu, Yavaş mesela..
Zafer davet ediyor..
Muharrem İnce gel demiyor.
İnce asla demez; mecazen söylüyorum Karaman’ın koyununu gördü.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL