Yazarlarımız

Tarihçi Yazar Mustafa Turan Yazdı

Ben Cenneti gördüm. Bu söz,ömründe ilk kez karayoluyla bir sonbaharda İstanbul’a gelip dönen Urfalı bir aşiret reisine aittir. Soruyorlar: “Nerede gördün?” Cevap veriyor: ” Vallah billah Bolu diye bir yerden..

Tarihçi Yazar Mustafa Turan Yazdı

Ben Cenneti gördüm.
Bu söz,ömründe ilk kez karayoluyla bir sonbaharda İstanbul’a gelip dönen Urfalı bir aşiret reisine aittir.
Soruyorlar: “Nerede gördün?” Cevap veriyor: ” Vallah billah Bolu diye bir yerden geçtim. İşte cennet orasıdır…”

Bolu’da 11 yıl kaldım. Her mevsimi güzeldir. Daha doğrusu Bolu’yu ifade etmek için,güzel kavrami çook sönük kalır. Hârikalar diyâri demek lazım.Lakin bir sonbaharı var ki,rengin her tonunu seyrine doyum olmaz.

Efendim!Geçen hafta sonu Sakarya’dan Ankara’ya gidip döndük. Özellikle tüneli kullanmadan Bolu dağlarınin o harika renk cümbüşünü temaşa ederek gidip döndük.İnanın insanı büyülüyor. Yok böyle bir güzellik dostlar.
Kan ter içinde Kâbe’yi tavaf eden bir hacı,ellerini semaya açarak: “Kurban olduğum Allah! Kabeyi Bolu dağlarında yaratsaydın da serin serin tavaf etseydik”diye Kâbeyi Bolu dağlarina taşıma arzusuna ne buyrulur?

Sadece Bolu’mu?
Rabbimizin bize lutfettiği vatanımızın her bir köşesi sanki cennetten bir parça ayrı bir güzellik…
İkâmetimiz İzmit sınırındadır .Dün Cumartesi de Kocaeli”ne gittik. İstanbul’da doğup büyümüş olan ve tam bir doğa tutkunu olan bizim müdire Hanım, Sapanca- Kartepe güzergâhını kullanarak gitmeyi arzu edince,yolu biraz uzatma pahasına rotayı Kartepe’nin zirvesine çevirdik.Sapanca Aslanbey güzergâhını kullandık…

Aman Ya Rabbi!!! O ne güzellik!One harika bir manzara ki, sarı,yeşil,kırmızı,turuncu rengârenk ağaçların süsledığı dağlar ile Kocaeli, Körfezi denizinin ve Sapanca gölünün masmavi sularının izdivacından kristalize olmuş adeta cennetten bir parça.Bolu dağlarından aşağı kalır yanı hiç yok… İnsan bunları temeşa edince,sarsılıyor,irkiliyor ve Rabbimizin sonsuz gücünü idrak edip cenneti hayal ediyor…

Tıpkı Bolu dağları gibi,Kartepe’nin bu enfes manzarasını da görünce Hac suresindeki Rabbimizin şu ayetleri düştü aklımıza:
“Görmüyor musun ki, Allah gökten su indiriyor da yeryüzü yemyeşil oluveriyor!
Kendi izni olmadıkça yerkürenin üzerine düşmemesi için göğü tutan da O’dur.”
Cenâb-i Hak rengârenk bir halı serer gibi tabiatı sermiş altımıza. Masmavi kubbeyi çakmış üstümüze. Ayı,yıldızları ve güneşi asmış bir âvize gibi üstümüzde direksiz duran gökkubbeye …
Bütün bu güzellikler… biz kullar için…
Peki kulların bu nimetlere teşekkür etmeyen nankörlüğüne ne buyrulur?
“Ne kadar da az şükrederler” diye biter pek çok ayetler…
Tarih, âsi ve nankör kulların Rabbimiz tarafından nasıl helak edildiklerine şahittir.
Gözle dahi görülmeyecek kadar minnacık bir virüsün, 7 milyar insanı nasıl hizaya getirdiğini görüyor ve çaresizlik içinde inim inim inlediğini müşahade ediyoruz.
İnsanlık, bu musibetten bir ibret ve hikmet çıkarmak ve yaratılış kodlarına rucu etmek durumundadır…
Efendim! bu kısa tefekküru de hatırlattıktan sonra, zikrettiğimiz bu harika güzelliği siz gönül dostlarımızla paylaşmayı arzu ettik.
Malumdur ki türküler, Türk’ü anlatır ve medeniyetimizi yansıtır.
Son zamanların popüler türküsü ” Erik Dalı” eşliğinde gelin 3 dakika ,devamını da yine 3 dakika “Çırpınırdı Karadeniz” eşliğinde ibret ve hikmet düzleminde Kar Tepe’yi temâşa edelim teklifiyle hepinize gönülden sevgi ve muhabbetlerimizi arz ediyoruz.
Kalın sağlıcakla…

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL